Çok uzun zamandır hiçbir şey yazmadım. Fanzin dağıldığından beri. Kelimeler düşman kesiliyor bana, ben onlara. Neden? Çünkü durağanlık sığmıyor hece boyuna. Hayatı askıya alıp, inzivaya çekildiğinde, üzerindeki ağlardan kurtulurken bir yandan da tortular birikiyor üstünde. Görmüşlükten ve geçirmişlikten arda kalan anılar bütünü veyahut duygular veyahut fikirler veyahut veyahut ve yakut. Eski bir yandaş, yoldaş, bir armağana sığınıyorum bir diğerini terk edip. Bir kalemin gücüne şaşmak, modern dünyanın gerekliliklerinden değil. İlüstrasyonlar yapmaya çalışıyorum bolca. Ama, hayal kırıklığı çökünce üstüne, diyor ki Türk gencinin yakasına yaraşmayan, dedi bunu 6. filoya namaz kılan, gerçekçi ol, imkansızı iste. Ömrünce bunu kulislere girmek, zayıflamak ve egomu tatmin edecek her alanda kullanan ben, artık yeni bir mücadele buluyor karşısında. Yenilgiler büyük zaferler doğurur çünkü benim paralelimde. Bugün erken uyandım şaşırtıcı çünkü en erken öğleden sonra biri vurduğunda kalkıyorum. Denizi çok özledim. Akdenizli bir kan ne kadar uzak kalabilir denize ve ne kadar dayanır ki bozkırın ayazına? Kavgalar fırsat kaçırtıcı olabiliyor gayrı. Aristokrat bir aydının bilgisi süs müdür, zorba mıdır, zevk midir? Orta direk Şaban'ın hayata tutunma gayesi, süse özenerek mi, zorbalığa diklenmeyerek mi yoksa zevkten mahrum kalarak mı sarar dört bir yanını? Artık ideolojiler de sarmıyor beni, Wall Street'in Sovyetlerini gördükçe, Latinler kalıyor bir tek geriye. Umut, Aztek diyarından mı gelme?

Seninle konuşuyorum.

Yorumlar

Popüler Yayınlar